Kekemelik Nedir? Hayatınız için Bir Engel midir?

Kekemelik Nedir? Hayatınız için Bir Engel midir?

Ekim 6, 2019 0 Yazar: digitalyazarlar

Kekemelik , konuşma esnasında harflerin, kelimelerin ve hecelerin doğru bir şekilde ifade edilememesidir; bir çeşit konuşma bozukluğudur. Kekemelikte konuşma ritmi ve zaman arasında fark vardır. Kekemelik ile tutukluk birbirine çok karıştırılır ama ikisi aynı şey değildir. Kekemelikte bir insan hem okurken hem konuşurken harfleri çıkaramazken, tutuklukta ise sadece konuşurken harfleri çıkaramaz. Kekemelik bir hastalık değildir ve tedavisi mümkündür. Peki bu kekemeliğin sebepleri nedir, nasıl ortaya çıkmıştır, anneye ve babaya düşen görevler nelerdir, bir engel midir? Biraz da bunlardan söz edelim…

Kekemelik Nasıl Ortaya Çıkar?

Kekemelik, doğuştan beynin motor gelişiminin yavaş olması veya konuşma merkezinde olan bir sorundan dolayı da oluşabildiği gibi sonradan da meydana gelebilir. Genelde çocukluk döneminde ortaya çıkar. Çocukluk döneminde ateşli bir hastalık geçirilmesi sonucu kekemelik ortaya çıkar. Çocuk, bir dönemde ara ara kelimeleri düzgün söyleyemeyebilir. Çocuk bunu kontrol altına alabildiği takdirde 5-6 yaşa kadar düzelebilir. Kekemelik, genç yaşlı fark etmeksizin herkeste görülebilmektedir. Yetişkinlerde olanlar nörojeniktir. Beynin herhangi bir sebepten dolayı konuşma merkezinin hasar alması veyahut herhangi bir travma sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülebilmektedir. Ayrıca kekemelik, nadiren ergenlik ve yetişkinlik dönemine sarkabilmektedir. Araştırmalara göre her 100 çocuktan 4’ünde kekemelik görülebilmektedir.

Kekemelik ile ilgili Aileye ve Çevreye Düşen Görevler

Kekeme olan bir birey ve çocuğa, aile ve çevrenin olumlu ve olumsuz büyük oranda etkisi bulunmaktadır. Çevremizde böyle bir çocuk veya yetişkin gördüğümüzde neler yapmalıyız, onlara nasıl davranmalıyız, nelere dikkat etmeliyiz sorusunun cevabı işte geliyor! Unutmayınız ki farkındalık farkları ortadan kaldırır.

kekemelik, konuşma bozukluğu
Çocuklara doğru yaklaşım önemlidir!
  • Sevgili Anne ve Babalar, çocuğunuzun daha küçük yaşlarda kelimeleri ya da harfleri çıkarmakta zorlandığını fark ettiyseniz onu korkutmadan ve paniğe sokmadan sakince söyleyeceğini söylemesine fırsat tanıyın.
  • Dışarda herhangi birinin kekeme olduğunu anladığınızda onunla göz kontağı kurmaktan kesinlikle çekinmeyin ve sabırla dinlemeye odaklanın.
  • Kesinlikle empati yapın. Bu kısım gerçekten çok önemli. Çünkü aynı sorunun sizde olmaması sizin ya da ailenizin başına gelmeyeceği anlamına gelmez.
  • Anneler ve babalar sözüm tekrar size! Çocuğunuza asla bu konuda “bak yeniden takıldın, niye dikkat etmiyosun? “gibi suçlayıcı ve baskı yapıcı ifadelerde bulunmayın. Siz her ne kadar çocuğunuzun iyiliğini isteseniz de bu ifadeler onlar için son derece negatif ifadelerdir ve tam tersi gerilemelerine sebep olabilir.
  • Kekeme bireyin konuşması sırasında takılabileceğini ve aynı zamanda harfleri çıkaramamasından dolayı çeşitli tiklerinin oluşabileceğini unutmayın ve asla bu konuda onlara kırıcı davranışlarda bulunmayın ya da dalga geçmeyin. Çünkü bu davranış onların özgüvenini zedeler.
  • Kekeme bireylere kekemeliğin bir hastalık olmadığını, tedavisinin mümkün olduğunu aşılayın.
  • Mümkün olduğunca stresten uzak durmasını sağlayacak önerilerde bulunun. Zira kekemeliğin en büyük düşmanlarından biri strestir.
  • Sizinle konuşan bir kekeme bireye denk geldiğinizde ona güven vererek rahat olmasını sağlarsanız kekeme birey kendini daha iyi hissedecektir.

Kekemelik Engel Değildir!

Mevzunun en kilit ve can alıcı noktası burası aslında. Çünkü kekeme birey, özgüveni düşük olduğundan dolayı kendini birçok noktada yetersiz ya da değersiz hissedecektir. Aslında bu durum tamamen dış etkenlerden kaynaklanan bir durumdur. Eğer ki kekeme olan bir bireye bu durumun düzelmesinin hayatı için şart olduğu gibi bir algı empoze edilirse doğal olarak bu düşünceler baskıyı beraberinde getirecektir.

Kekemeliğin engel olmadığını ispatlayacak birçok örnek verebilirim. Mesela Hüseyin Turan… Hüseyin Turan’da da kekemelik vardır. Türkülerini severek dinlememe rağmen onun kekeme olduğunu ilk defa bir müzik programında öğrendim ve şaşırdım. Ama bir yandan da tebrik etmek lazım ki mesleğini sorunsuz bir şekilde icra edebilmektedir. Bunların dışında kekemelik, sadece mesleki açıdan değil diğer açılardan da değerlendirilmelidir.

Kekemelik; insanın basketbol oynamasına, yüzmesine, gezmesine, öğrencilik hayatını sürdürmesine ve sayısını artırabileceğim pek çok şeye engel değildir. Kendinizi ifade etmenize hiç engel değildir. Hayata bir kere geliyoruz, hayat çok kısa. Kekemelik için yapabileceğimiz şeyleri ertelemek, “kekemeliğim geçsin şunu yapacağım” demek ve hayatı ertelemek manasızdır bence. Bu yüzden kendinizi hayatınız konusunda hiçbir şeyden alı koymayın.

Kekemelik İçin Neler Yapılabilir?

Kekemelik için hayatımızı kısıtlamamalıyız.”  dedikten sonra gelelim tedavisine. Kekemelik, ilaçla geçen bir rahatsızlık değildir. Öyle ilacı alayım yutayım hemen iyileşeyim diyemiyorsunuz. Peki madem bu sorunu aşabiliyoruz, öyleyse nasıl aşarız biraz size ondan bahsedeyim.

kekemelik tedavisi, kekemelik
Kekemeliği engel olarak görmeyin. Siz de başarabilirsiniz!

Kekemelik için birçok tedavi yöntemleri mevcuttur. Önemli olan öncelikle bu sorunun tespitidir. Buna göre doğru yöntemlerle olumlu sonuç alınabilmektedir. Yöntemlerden biri sesli kitap okumaktır. Bir kitabı sesli okurken kitapta yazılanlara, noktalama işaretlerine göre duraklayacağımız yerlere, vurgu ve tonlamalara dikkat ederek okuduğumuzda normal bir insanın konuşmasındaki ritmi yakalarız. Önemli olan da bu ritmi günlük konuşmaya empoze etmektir zaten. Sadece kitap okumak yeter mi? Tabii ki yetmez. Bu konuyla ilgili çalışmalar yapan, eğitim veren özel terapi merkezlerine, dil ve konuşma bozukluğu konusunda uzmanlaşmış psikologlara gidebilir ya da diksiyon eğitimi alabilirsiniz.

Kekemelik, bir hastalık değildir. Kekemeliği gözünüzde büyüten sizlersiniz. Yeneceğinize olan inancınız, sabrınız, azminiz ve gayretiniz sayesinde bu sorunu geride bırakabilirsiniz. Ne kadar çok konuşursanız o kadar rahat konuşmaya başlarsınız. Haydi kabuğunuzu kırın ve bir adım atın…

0Shares